İtalya sadece tarihi köylerin ve eşsiz anıtlardan ibaret değil. İtalya plajları ile de en popüler ülkelerden. Peki İtalya’da nerede denize girilir?
İtalya, kültürel zenginliklerinin yanı sıra, Yunanistan, İspanya, Türkiye gibi deniziyle ünlü yerlerden hiçbir şekilde aşağı kalmayan muhteşem, kristal berraklığındaki plajlarıyla da öne çıkıyor. Bu yazımızda İtalya’da unutulmaz bir plaj tatili için en iyi destinasyonları inceleyecek ve konaklamanız boyunca maksimum konforu garantilemek için konaklama seçimi konusunda değerli ipuçları vereceğiz. Çantalarınızı hazırlayın ve İtalya’da denize girilecek yerler listemize göz atarak tatilinizi planlayın.
İtalya’nın deniz kenarındaki en iyi seyahat noktalarını mı arıyorsunuz? İtalya tatilinizi deniz kenarında, güzel plajlarda, arada sırada güneşin tadını çıkararak ve berrak sularda serinleyerek geçirmek ister misiniz?
İtalya’nın Tiren Denizi, İyon Denizi ve Akdeniz ile çevrili ideal konumu nedeniyle birçok yer doğrudan deniz kenarında yer almaktadır. Üstelik İtalya’nın anlatacak binlerce yıllık bir tarihi var. İtalya’nın sahil tatiliniz için en güzel şehirlerini ve yerlerini sizlere tanıtıyor, en güzel İtalya plajlarını ve en popüler turistik yerleri gösteriyoruz.
İster çocuklarınızla, ister eşinizle veya arkadaşlarınızla olun, deniz kenarında geçireceğiniz bu İtalya tatili kesinlikle unutulmaz olacak.
ÖN BİLGİ TALEP FORMU
1. Capri
Napoli Körfezi’nde bulunan Capri Adası, engebeli doğası ve lüks otelleriyle tanınıyor. Zengin ve güzeller adayı çoktan keşfetmiş durumda. Ama normal bir bütçeyle bile İtalya tatilinizin tadını kayalık adada deniz kenarında çıkarabilirsiniz. Çünkü sokak aralarında dolaşmak ve İtalyan yaşam tarzının, La Dolce Vita’nın tadını çıkarmak tamamen ücretsiz. Capri, güzel bahçeleri, narenciye ağaçları ve üzüm bağları sayesinde eşsiz bir çekiciliğe sahip.
Burada, yeşil adada, panoramik manzaralar eşliğinde muhteşem doğanın içinde en güzel gün batımlarını deneyimleyebilirsiniz.
Ada özellikle Grotta Azzura yani mavi mağarasıyla ünlüdür. Adını, denizin burada koyu mavi renkte parıldamasından alan kendine özgü renginden alıyor. Sırrı, içinden güneş ışığının süzüldüğü su altı mağarasında. Ama 589 metre yükseklikteki Monte Solara gibi diğer destinasyonlar da inanılmaz güzellikte manzaralar sunuyor. Adanın en yüksek noktası olup , yürüyerek veya telesiyejle çıkılabiliyor.
ÖN BİLGİ TALEP FORMU
2. Rimini
Adriyatik kıyısındaki Rimini sahil beldesi özellikle plaj ve parti tatilcileri arasında popülerdir. Kilometrelerce uzanan, plaj bölümlerine ayrılmış kumlu plajlar, berrak sular ve bol güneş sizi kapsamlı bir plaj tatiline davet ediyor.
Rimini yakınlarındaki sahil, sığ suları nedeniyle çocuklu aileler arasında da oldukça popüler. Kuzey Rimini’de plajlar taş duvarlarla dalgalardan korunuyor. Güneyde durum böyle değil. Burada dalgaların tadını çıkarabilirsiniz. Ayrıca plaj alanlarının çoğu ücretli olup, tuvalet, bar ve duş kullanımı da dahildir.
Ayrıca sıkılmamanız için çeşitli plaj alanlarında su sporları, plaj voleybolu gibi aktiviteler de mevcuttur. Parti tatilcileri de Rimini’ye tekrar tekrar geliyor, çünkü burada her akşam, özellikle de mayıs ayından ekim ayına kadar olan yoğun sezonda, partiler düzenleniyor.
Ancak Rimini’nin sunabileceği çok daha fazlası var; burada plajları, partileri ve kültürü eşit ölçüde bulacaksınız.
Rimini’nin eski kenti tarihi ve gerçekten görülmeye değer bir yer olmasına rağmen, Rimini’ye seyahat eden ve tüm zamanını plajda geçiren tatilcilerin neredeyse hiçbiri burayı bilmez.
Eğer Rimini’ye gitmeye karar verirseniz, buraya mutlaka uğrayın.
Plaj ve kültür tatilinizi Malta Tapınağı ve Sismondo Kalesi’ni ziyaret ederek tamamlayabilirsiniz.
Rimini ve çevresinde öne çıkan etkinliklerden biri de Temmuz ayının ilk hafta sonunda düzenlenen Natte de Rosa Festivali’dir. Sonra, kıyı boyunca 100 kilometreden fazla yol boyunca her şey pembeye bürünüyor; yemekler, canlı müzik ve havai fişekler ve daha fazlası. İtalya’daki sahil tatiliniz sırasında alışveriş fırsatını kaçırmayın. Rimini şehir merkezinin hemen dışında, gönlünüzce alışveriş yapabileceğiniz büyük bir alışveriş merkezi bulacaksınız. Hatta servisler sizi ücretsiz olarak oraya götürüyor.
3. Cinque Terre
Cinque Terre, Liguria bölgesindeki engebeli İtalyan Rivierası’nda yer alan, rengarenk evleriyle ünlü beş balıkçı köyünü ifade ediyor. Bu köylerden biri de Manarola’dır. Beş köyün en eskisi olduğu söylenen Manarola’nın, 1160 yılında San Lorenzo kilisesinin temel taşının atıldığı zamana dayandığı belirtiliyor.
Denizin üzerindeki kayanın üzerinde, kıvrımlı sokaklar ve merdivenler ile iç içe geçmiş evler pitoresk bir şekilde yükseliyor. Burada eski zamanlardan beri sanatçılar yaşamış ve çalışmışlardır.
Manarola günümüzde ağırlıklı olarak aktif tatilciler ve şarap severler tarafından ziyaret edilmektedir.
Beş köy, kademeli üzüm bağlarıyla birbirine bağlanıyor; Cinque Terre yalnızca rengarenk evleriyle değil, aynı zamanda şarapları ve zeytinyağlarıyla da tanınıyor.
Elbette bunları eski şehrin her yerinden satın alabilirsiniz.
Eğer İtalyan sahil tatiliniz için uçsuz bucaksız kumlu plajlar arıyorsanız Manarola sizin için doğru yer değil.
Bu da burayı aktif bir tatilin tadını çıkarmak için ideal bir başlangıç noktası haline getiriyor.
Cinque Terre’nin eşsiz doğası ve kıyı şeridi boyunca çok sayıda yürüyüş parkuru bulunmaktadır.
Hala serin sulara atlayabileceğiniz çok sayıda yer var .
Burada unutulmaz panoramik manzaralar da sizi bekliyor .
En ünlü yürüyüş parkurlarından biri, Manarola’yı Riomaggiore’ye bağlayan Via dell`Amore’dir .
Manarola’dan Vernazza’ya giden yol biraz daha zorludur ve mutlaka sağlam ayakkabılara ihtiyacınız olacaktır.
Eğer bir gününüzü plajda geçirmek isterseniz, Riomaggiore’de veya Cinque Terre’nin ikinci büyük plajı olan Levanto’da bulabilirsiniz.
Manarola’nın bir başka öne çıkan özelliği daha var. Noel döneminde dünyanın en büyük doğum sahnesini burada bulacaksınız.
4. Portofino
Liguria bölgesinde yer alan Portofino’da ise manzara kartpostal gibi olduğundan her şey biraz daha lüks. Bu küçük balıkçı köyünde küçük balık lokantaları ve güzel pastel renkli evlerin yanı sıra bazı lüks butikler de bulacaksınız. Zengin ve güzellerin süper yatları limanda demirli olsa da, akşam güneşinin altında yürüyüş yapmak için de harika bir yer.
Burası aynı zamanda insanların Dolce Vita ruhuyla günü sonlandırmak için akşam yemeği için buluştukları yerdir. Kristal berraklığında suların farklı renklerde parladığı küçük koylar özellikle güzeldir. Bir ipucu da yarımadanın ucundaki Punta Chiappa.
Burası hala nispeten sakin ve çok kalabalık değil, bu yüzden gerçekten rahatlayabilir ve İtalyan sahil tatilinizin tadını doyasıya çıkarabilirsiniz.
Portofino’ya çok uzak olmayan başka plajlar da bulabilirsiniz. Zeytinlikler ve ormanlar aynı zamanda bazı ünlülerin de keşfettiği, ideal bir tatil ortamı yaratıyor.
Yani bir köşede ünlü biriyle karşılaşabilirsiniz. Ama Portofino kültürel anlamda da çok şey sunuyor. En etkileyici olanı Castello Brown. Çiçeklerle ve muhteşem manzaralara sahip bir parkla çevrili, küçük bir tepede bulunan 16. yüzyıldan kalma bir kale. Burada ayrıca şehir müzesini de bulacaksınız.
Ve eğer Portofino’da tatil yapmayı karşılayıp karşılayamayacağınızı merak ediyorsanız:
Erken rezervasyon yaptırırsanız ve yoğun sezonda gelmezseniz , uygun fiyatlı oteller bulabilir ve deniz kenarında eşsiz bir İtalyan tatili yaşayabilirsiniz.
Ancak yaz aylarında çok kalabalık olacağını ve koylara ve şehir merkezine sadece sizin ulaşamayacağınızı da bilmelisiniz.
5. Sicilya
Sicilya, birçoğu antik dünyanın hazineleriyle ilgili olan en üstün sıfatlarla doludur. Örneğin, Agrigento’nun Tapınaklar Vadisi’nde Yunan dünyasının en mükemmel üç tapınağından birini göreceksiniz. Selinunte’de bilinen tüm Yunan tapınaklarının en büyüklerinden biri vardır. Enna’daki 3.500 metrekarelik mozaiklerle Villa Romana del Casale , Roma İmparatorluğu’ndaki en iyi korunmuş villalardan biridir ve artık UNESCO Dünya Mirası Alanı’dır .
Aynı şekilde, Ragusa ve Modica ikiz şehirleri de Avrupa’nın Barok sanatının zirvesini temsil ediyor. Hem muhteşem mozaikler hem de Monreale’deki zarif manastır Avrupa sanatının öne çıkanları olarak kabul ediliyor ve Palermo Arkeoloji Müzesi’ndeki koleksiyonlar onu İtalya’nın en iyilerinden biri olarak sıralıyor.
Sicilya’nın da doğal harikaları vardır, Etna Dağı kıta Avrupası’nın en yüksek aktif yanardağıdır ve komşu Aeolian Adaları’ndaki Stromboli’den gelen gece gösterisi en güvenilir olanıdır. Turistik cazibe merkezlerinin ötesinde, Sicilya’nın canlı yerel kültürü ve neşeli insanlarıyla tadını çıkaracaksınız.
İtalya’nın en iyi plajlarından bazıları, Akdeniz, Tiren ve İyon denizlerinin turkuaz sularına doğru uzanan uzun beyaz kum şeritleri olan Sicilya kıyılarında yer alır. Bu plajların birçoğu tipik stabilimento balneare ile donatılmış olsa da, kiralık şezlonglar (lettini) ve soyunma çadırları, duşlar ve tuvaletler kullanımıyla, doğa koruma alanlarının içinde yer alan daha az gelişmiş plajlar da vardır.
Bunlardan biri, Agrigento ve Selinunte’ye yakın bir Dünya Yaban Hayatı Fonu doğa rezervinin içinde yer alan Torre Salsa’dır. Her zamanki plaj tesisleri ve güneş tapanlarının kalabalığı yerine, beyaz tebeşir kayalıklarıyla desteklenen altı kilometrelik bozulmamış kum plaj bulacaksınız. Su aynı derecede bozulmamış, berrak ve deniz yaşamıyla doludur, bu da burayı şnorkelli yüzme ve tüplü dalış için popüler bir yer haline getirir.
6. Toskana
Toskana, İtalya’nın en popüler tatil bölgelerinden biridir. Hiç şaşırtıcı değil, zira pitoresk üzüm bağları, şirin sahil kasabaları ve muhteşem doğa eşsiz bir atmosfer yaratıyor. Ayrıca Toskana, eşsiz bir yaz tatili geçirmenizi garantileyen çok sayıda eşsiz rüya plajına da ev sahipliği yapıyor.
Örneğin, Castiglioncello’da plaj ve kültürü birleştirin. Tertemiz plajlarıyla Tomboli di Cecina Tabiat Parkı’nın güzelliğini keşfedin. Veya Forte dei Marmi’de konforun ve lüksün tadını çıkarın. Toskana’da kaçırmamanız gereken en iyi plajların hangileri olduğunu buradan öğrenin.
Yabancı gezginler arasında İtalya’nın tartışmasız en iyi bilinen bölgesi olan Toskana, ortaçağ kuleleriyle dolu pastoral tepe kasabalarının, alçak tepelerin akan yeşil manzaralarının ve ayçiçeği tarlalarının romantik görüntülerini çağrıştırır. Yaşanması zor bir üne sahiptir, ancak Toskana bunu kolaylıkla başarır.
Bu manzara İtalya’nın en sevilen şehirleri ve turistik yerleriyle doludur: Floransa, Pisa Kulesi, Siena ve sevimli küçük Lucca. Elba adasını ve her biri kendine özgü karaktere ve tarihe sahip bir dizi tepe kasabasını ekleyin ve bunun Avrupa tarihinin en büyük sanatsal ve felsefi devrimlerinden birinin – Rönesans’ın – beşiği olduğunu düşünün.
7. Bibione
Adriyatik kıyısındaki Venedik metropolünde, İtalyan sahil tatili için popüler bir yer olan Bibione yer alıyor. Bunu, şehir manzarasını karakterize eden çok sayıda otel kompleksinden, kamp alanından ve diğer konaklama yerlerinden doğrudan görebilirsiniz.
Bibione’de yaklaşık 10 kilometre uzunluğunda, hafif eğimli bir plaj bulacaksınız. Burası birçok kez Mavi Bayrak ve Yeşil Bayrak ile ödüllendirilmiştir. Bu, plajın güvenli ve suyun temiz olduğu anlamına gelir. Bu sebeplerden dolayı plaj İtalya’da aile tatili için de idealdir.
Bibione plajı, çoğunluğu otel komplekslerine ait olmak üzere farklı plaj alanlarına ayrılmıştır. Ücret karşılığında şezlong ve şemsiye kiralayabilirsiniz. Bibione tamamen bir sahil beldesidir, bu yüzden burada çok fazla turistik yer bulamayabilirsiniz. İkinci Dünya Savaşı’ndaki yıkımlar nedeniyle, tarihi yapıların neredeyse hiçbiri kalmamıştır; çoğu daha yeni bir tarzda yeniden inşa edildi.
8. Sperlonga
Güney İtalya’da, daha doğrusu Roma ile Napoli arasında güzel bir sahil kasabası olan Sperlonga’yı bulabilirsiniz. Şehrin özelliği eski şehrin yüksek bir kayanın üzerinde yer almasıdır.
Eski şehrin dar ve küçük sokakları tamamen size ait, zira burada arabalara izin verilmiyor. Buradan denizin enginliğine karşı inanılmaz güzellikte bir manzaraya sahipsiniz.
Sperlonga da sizi aydınlık ve güler yüzle karşılıyor, çünkü burada her şey beyaz. Beyaz badanalı ev cepheleri, beyaz kaldırımlar, beyaz merdivenler ve hatta bembeyaz kumlu bir plaj sizi burada bekliyor.
Uçsuz bucaksız, el değmemiş plajlar, özellikle yaz aylarında plaj tatilcilerinin ilgisini çekiyor. Bu koylar yumuşak bir eğime sahiptir ve genellikle suyun berrak ve temiz olduğu anlamına gelen Mavi Bayrak ile ödüllendirilir.
Kış aylarında, hava hala güzelken, dağcılar Sperlonga yakınlarındaki kayalık araziyi fethetmek için buraya daha çok geliyorlar. Mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri de İmparator Tiberius’un villası ve mağarasıdır.
Villa doğrudan bir kayanın üzerine inşa edilmiş olup, imparatorun yemek odasının bulunduğu mağaraya doğrudan erişimi vardır. Küçük kasabanın aslında görülecek yer açısından sunabileceği pek fazla bir şey yok. Ama bu hiç sorun değil, çünkü mesela Roma veya Napoli sadece bir taş atımı uzaklıkta. Eğer İtalyan yaşamını deneyimlemek istiyorsanız Sperlonga’ya Eylül ayında seyahat etmelisiniz. Daha sonra “Denizin Tadı” anlamına gelen geleneksel Sapori del mare festivali düzenleniyor.
9. Maddalena
Popüler tatil adası Sardunya’nın açıklarında toplam 62 adadan oluşan La Maddalena takımadaları yer alır. Ancak bunların çoğu ıssızdır ve birlikte Arcipelago di La Maddalena Milli Parkı’nı oluştururlar.
En büyük ada, başkenti de aynı adı taşıyan La Maddalena’dır ve doğa koruma alanının bir parçası değildir, aksi takdirde oraya araçla gidemezdiniz.
Sardunya’nın en güzel yeri olarak kabul ediliyor ve büyüleyici eski kentiyle göz dolduruyor. Burası 18. yüzyıldan kalma dar sokaklar ve meydanlarla karakterizedir.
Burada küçük kafelerde ve restoranlarda dinlenebilirsiniz. Adaya ulaşmak için Palau’dan feribota binmeniz gerekiyor. Adanın her yerinde gizli koylar, küçük kumlu plajlar ve dibi görmenizi sağlayan berrak sular bulacaksınız.
Özellikle adanın etrafını dolaşıp adayı sudan keşfedebileceğiniz tam günlük tekne turu oldukça hoş bir seçenek.
10. Sorrento
İtalya’nın güneybatısındaki sahil kasabası Sorrento Campania bölgesinin rengarenk kıyı şeridine sahip bu incisi, denizden yüksekte bir tüf kayanın üzerinde yer alır ve Napoli Körfezi’nin bir parçası. Burada plajda dinlenebilir, binlerce yıllık kültür ve tarihe dalabilir veya yarımadanın yemyeşil doğasını keşfedebilirsiniz.
Bu kadar çok çeşitlilikle, deniz kenarında unutulmaz bir İtalyan tatili geçireceğinizden emin olabilirsiniz. Sorrento’nun ana meydanı olan Piazzo Tasso, kesinlikle listenizde olmalı; 15. yüzyıldan kalma katedral de öyle. Ayrıca çok da uzakta olmayan Marina Grande balıkçı köyünü de mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Eğer biraz ada havası yaşamak isterseniz, örneğin Napoli’den yakınlardaki Capri ve Ischia adalarına yelken açabilirsiniz.
Kraliçe Joanna Hamamları’na (Bagni della Regina Giovanna) yapılacak bir gezi de özellikle görülmeye değerdir. Sevgilisiyle birlikte bu koyda yıkandığı söylenir. Günümüzde Capo di Sorrento’nun en popüler turistik yerlerinden biridir. Kraliyet doğal havuzuna ulaşmak için, muhteşem panoramik bir manzara vadeden, gerçekten güzel bir patikadan yürümeniz gerekiyor.
